Türkiyenin En Güncel Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Türkiyenin En Güncel Forumu

< < H E P İ N İ Z H O Ş G E L D İ N İ Z > >
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 1 Eylül 2009 Salı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
celal_1907
Haftanın Üyesi
Haftanın Üyesi
celal_1907


Mesaj Sayısı : 107
Rep Gücü : 161883
Rep Puanı : 40
Kayıt tarihi : 29/08/09
Yaş : 32
Nerden : İstanbul

1 Eylül 2009 Salı Empty
MesajKonu: 1 Eylül 2009 Salı   1 Eylül 2009 Salı EmptySalı Eyl. 01, 2009 7:12 am

SİYASET
Her açılımda yabancı el aramaktan vazgeçin

Atalay, 'açılımın' detaylarını vermediği ikinci basın toplantısında muhalefete çattı: Her açılımın arkasında yabancı bir el aramaktan vazgeçelim. Çalışmaları, bir yabancı düşünce kuruluşunun raporlarıyla ilişkilendirmek siyasi kompleksin bir tezahürüdür. Türkiye'ye haksızlıktır, Türkiye'ye bühtandır


İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 'demokratik açılım' çalışmaları kapsamında ikinci basın toplantısını yaptı. Medya ordusunun takip ettiği toplantıda Bakan Atalay 'Sorunun çözülmesi gerektiği konusunda toplumda çok net ve güçlü bir mutabakatın var olduğunu gördük' dedi, ancak açılımın detayları hakkında yine bilgi vermedi.

ÖNCE BAŞSAĞLIĞI
Atalay, basın toplantısının başında Şemdinli'de şehit olan 4 asker için üzüntülerini dile getirdi. Türk halkına başsağlığı dileyen Atalay, 'İnşallah çalışmalarımız başarıyla sonuçlanır da bu acı haberleri yaşamayız' dedi. Bir ayda siyasi parti temsilcileri, 22 sivil toplum kuruluşu, 11 meslek örgütü, şehit ailelerini temsil eden 24 dernekten gelenlerin yanı sıra bireysel görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydeden Atalay, şunları söyledi:

ORTAK AKIL ARAYIŞI: Yaptığım görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu olmuştur. Bu çalışmalar bir ortak akıl arayışıdır. Sorunun çözülmesi gerektiği konusunda toplumda çok net ve güçlü bir mutabakatın var olduğunu gördük. Herkes, bir defa, herkes terörün bitmesini istiyor. Herkes ülkemizde demokratik standartların yükseltilmesini istiyor. Bunlara karşı koyan hiç kimse yok.

SİYASİ KOMPLEKSİN TEZAHÜRÜ: Her açılımın arkasında yabancı bir el aramaktan vazgeçelim. Türkiye'nin büyüklüğünün ve gücünün farkında olalım. Bu meseleyi biz çözeceğiz. Yürüttüğümüz çalışmaları, bir yabancı düşünce kuruluşunun raporlarıyla ilişkilendirmek en hafif tabirle siyasi kompleksin bir tezahürüdür. Böyle bir iddiada bulunmak, Türkiye'nin bu konudaki bilgisinden, birikiminden haberdar olmamaktır, Türkiye'ye haksızlıktır, Türkiye'ye bühtandır.

NE ÇOK ÇALIŞMA VARMIŞ: Görüştüğüm kesimlerin bu mesele hakkında ne kadar hazırlıklı olduğunu gördüm. Böylesine geniş bir çalışma ve mutabakat çözüme ilişkin umutlarımızı çok artırdı, ben çok umutluyum. Sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek kuruluşları, odalar meğer bu konularda ne kadar çok çalışma yapmışlar, yıllar içinde. Türkiye'de son derece dinamik, özgür, samimi, verimli tartışmalar yapılmaya başlandı. Ve bundan keyif aldım.

YASAMA YILI BAŞINDA TBMM'DE AÇIKLANACAK: Yaptığımız taslak çalışma ve görüşlerimizi, kısa, uzun, orta vadeli tekliflerimizi Başbakanımıza sunacağız. Hem Bakanlar Kurulumuzda hem de grubumuzda görüşülmesi gerekiyor. Bizim niyetimiz, mümkün olabildiğince parlamento yasama yılı başlayana kadar çalışmaları belli bir seviyeye getirmektir. Önerilerin ilk açıklanacağı yer TBMM çatısının altı olacaktır. Meclis açılacak ve biz bu konudaki çalışmalarımızı, değerlendirmelerimizi ilk orada açıklayacağız. Çünkü demokratik açılımın asıl sahibi milletimizdir.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YOK
İÇİŞLERİ Bakanı Atalay, 'Anayasal değişiklik yapılacak mı?' sorusu üzerine, ziyaret ettiği siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye'de Anayasa'nın geneliyle ilgili düşüncelerini ifade ettiklerini söyledi. Atalay, 'Sivil olmayan bu anayasanın değişmesi yönünde temennide bulundular. Bizim şu anda bu süreçle ilgili bir anayasa değişikliği gündemimizde yok; ama Türkiye'de mevcut anayasanın değişmesiyle ilgili çok yüksek bir talep var. İnşallah Parlamentomuz bunu dikkate alır' dedi. Atalay, dağdaki teröristlerin indirilmesi konusunda nasıl bir formül uygulanacağına ilişkin soruyu ise, 'Onları çalışıyoruz. Orada çok karmaşık bir boyut var. Adalet Bakanlığı da çalışıyor. Daha kapsamlı, daha farklı, daha geniş olarak alternatifler üzerinde çalışıyoruz' diye yanıtladı. 'Aleviler'in beklentileri de çözülecek mi? Heybeliada Ruhban Okulu açılacak mı?' sorusuna ise Atalay, 'Tek tek o konuları zikretmiyorum ama demokratik açılım şemsiyesinin bu vesileyle birçok konuyu içine alması yönünde bir eğilimimiz var' yanıtını verdi.

BÖLÜNME SENDROMUNDAN KURTULMALIYIZ
DEMOKRATİK açılım sürecinin 'ülkeyi böleceği, üniter devlet yapısını yıkacağı, yeni azınlıklar yaratacağı' yönündeki kuşkuların yersiz olduğunun altını çizen Atalay, şöyle dedi: 'Öncelikle, bölünme sendromundan artık kurtulmamız gerekiyor. Bin yıldır birlikte yaşayan ve iç içe geçmiş milletimizi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Bunun şu günlerde nasıl ortaya çıktığını zaten hepimiz görüyoruz. Siyaset yapma sorumluluğunu taşıyanların sürekli bölünme fobisi üretmekten vazgeçmesi gerekiyor. Üniter devlet yapısının sürekli gündeme getirilmesi bizce öz güven eksikliğinin bir sonucudur. Bu projede tek bir muhatabımız vardır, o da milletimizdir. Biz millete güveniyoruz. Biz tüm Türkiye'nin partisiyiz ve Türkiye'de kardeşliğin çimentosuyuz. Bu çalışmaları ancak biz yaparız.'

EKONOMİ

110 milyon euro yatırım yaptı yılda 100 bin Fluence üretecek

Renault'dan Bursa'ya krize rağmen 110 milyonluk yatırım, üretime dönüştü. Yıl sonuna kadar mevcut istihdamı koruyacak Fluence üretimi 7 bini geçecek. Fluence, orta sınıfa üst sınıfın donanımlarını ekonomik fiyatla sunacak ve kasımda satışa çıkacak. İlk planda 1500 adetlik satış hedefliyor

Renault'nun orta sınıf yeni sedanı Fluence meydana çıktı. 28 aylık karar verme ve geliştirme süreci sonrası kasım ayında Türkiye pazarına da sunulacak olan yeni otomobille Megane Sedan kuşağının sonu da geldi. 28 ayda 110 milyonu Bursa'da olmak üzere toplam 250 milyon euroluk yatırımla geliştirilen yeni otomobil için Türk, Fransız, Koreli ve Japon ekipler Fransız markanın Paris'teki Technocenter adını taşıyan Renault Teknoloji Merkezi'nde birlikte görev yaptı. 160 Türk mühendis ve teknisyen aylarca Paris'te kalıp, hem aracı geliştirmeye hem de 45 bin saati bulan eğitimlere katıldı.

KRİZ SONRASINDA YENİ ROL
Türkiye'deki 40 yıllık geçmişinde en çok satan otomobil, en büyük ihracatçı gibi unvanlara sahip olan Fransız marka, Oyak ile ortaklığına güvenerek, yoluna yeni yatırımlarla devam ediyor. Renault dünyasının en yeni modelini üretmeye hazırlanan Bursa fabrikası, Türkiye otomobil sanayinin de kalbi. Renault dünyasının en son yatırımını hayata geçiren Bursa fabrikası, Renault'nun kriz sonrası stratejisinde de önemli rol oynayacak. Türkiye'de satılan her 6 otomobilden birini üreten Bursa Oyak Renault fabrikaları, aynı zamanda Türkiye'den ihraç edilen her iki otomobilden birini de üretiyor. Yeni Fluence tanıtımı, dün tüm dünyada gerçekleştirildi. Resmi lansmanı 15 Eylül tarihinde Frankfurt'ta yapılacak olan yeni otomobil, tüm dünyaya sadece resimleriyle tanıtılırken, Türk gazetecilere aracın kendisi ve üretim hatları gösterildi. Fotoğraf çekme yasağının uygulandığı bir alanda aracı dünyada ilk kez Türk gazeteciler gördü. Toplantıya Oyak Renault Fabrikaları Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Fluence Proje Direktörü Samir Cherfan ve Fluence Bursa Fabrika Direktörü Teoman Yücel katıldı.

84 ÜLKEYE İHRAÇ EDİLECEK
Genel Müdür Tunalıoğlu, Türkiye fabrikalarının bütün Renault dünyasında ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi: 'Bursa fabrikaları Renault dünyasının kilit tesislerinden biri ve bu tesadüfen olmadı. Bunun çok köklü nedenleri var. Performans, kalite uluslararası boyutları nedeniyle yeni yatırımları alıyor. Bursa fabrikaları Renault'nun bölgesel üretim ve ihracat merkezidir. 5 kıtada 100'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bütün bu özellikleri nedeniyle yeni proje almayı başarıyor. Şimdi de Renault dünyasında yeniliklerin başlangıcı Fluence 110 milyon euroluk yatırımla Bursa'da üretiliyor.'
Yeni Sedan'ın Renault dünyasında Bursa'da üretilerek, 80'den fazla ülkeye ihraç edileceğini belirten Tunalıoğlu, aracın 340 bin kilometrelik testlere tabi tutulduğunu söylerken, bunların 60 bin km tutan kısmının Türkiye koşullarında gerçekleştiğini dile getirdi. Aracın şu anda dünyadaki tek üreticisi olan Bursa fabrikaları, yılda 100 bin adet Fluence üretecek kapasiteye sahip. Bursa fabrikasında bu yıl sonuna kadar 7 bin Fluence üretilecek ve bunun yüzde 80'i ihraç edilecek.

İTTİFAKIN SON ÜRÜNÜ
Renault'nun Nissan ile 10 yıllık ittifakının en son ve en önemli ürünlerinden biri olan yeni Fluence, ortak müheandislik ürünü olmasının yanı sıra Samsung adıyla Kore Pulsan'da da Kore pazarı için 45 bin adete yakın üretiliyor. Bu aracın üretimi için Renault-Nissan İttifakının geliştirdiği ortak üretim sistemi uygulanmaya başlanıyor ve yeni robotlar kullanılıyor.
360 BİNLİK DEV ÜRETİCİ
RENAULT dünyasında Batı Avrupa üretim tesislerinden sonra en büyük fabrika olan Bursa Oyak Renault fabrikaları 2 yıl önce yıllık 360 bin adetlik üretim kapasitesi için yatırıma başladı. Fakat 2008 ortasında başlayan global kriz nedeniyle geçen yıl 280 bin adet araç üretti. Genel Müdür Tunalıoğlu, 360 binlik kapasitenin 2011 yılından erken doldurulabileceğini düşünmüyor. Bursa fabrikaları yeni yatırımla daha önce saatte 50 araç üretimine düşen istihdam kaybını yıl sonuna kadar dondurdu. Üretim en azından yıl sonuna kadar üç vardiya ve saatte 50 adet olarak sürecek. Renault'nun Bursa tesislerinde halen Symbol, Clio 3 ve 5 kapı, Clio Grantour ve Megane Sedan 2 modeli üretiliyor. Eyül ayı sonunda Megane Sedan üretimine son verilecek ve Fluence üretimi başlayacak.
ÜRETİM VE ARAÇTA YENİ TEKNOLOJİ
YENİ Fluence, Oyak Renault dünyası için pek çok yenilik de getiriyor. Bunlardan bir kısmı Renault-Nissan ittifakının ürünü esnek kaporta sistemi gibi fabrika teknolojisini ilgilendirirken, bir kısmı da orta sınıf sedan sınıfına çift bölgeli elektronik klima, eller serbest kart sistemi, Carminat Tom Tom navigasyon sistemi, 8 hoparlörlü 3D ses sistemi ve direksiyondan kumandalı Bluetooth Sistemi gibi ekipmanları standart ya da ekonomik opsiyonlar olarak sunmaya başlıyor. Megane sedan 2'nin yerini alacak olan Fluence, bu araca göre 12 cm uzadı, 3 cm genişledi. BU rakamlarla Honda Civic'e 6, Toyota Corolla'ya da 5 cm fark attı. Araç şimdilik 1.6 lt benzinli ve 1.5 litrelik iki farklı dizel motor seçeneğiyle üretilecek. İleride 2.0 lt benzinli motorlara da sahip olacak.
BÜYÜK BAGAJ İSTEDİNİZ
YENİ aracın dizayn ekibinde Türk isim yer almıyor. Ama aracın geliştirilmesinde Türkiye pazarının beklentileri de dikkate alındı. Proje direktörü Samir Cherfan, aracın bagajının bu kadar büyük yapılmasının sadece Türkiye pazarının talebinden kaynaklandığını belirterek, 'Aksi halde bagajı bu kadar büyük tutmazdık' dedi.
MEGANE SEDANI SOLLAR
2003 yılında Bursa'da üretimine başlanan Megane Sedan 2 üretim ömrü boyunca 518 bin adet üretildi. Megane Sedan'ın 143 bin adetlik kısmı Türkiye'de satılırken, kalanı ihraç edildi. Türkiye dışında Rusya ve Romanya'da da çok başarılı bir model olan ve çok tutulan Megane Sedan 2, Renault'nun yeni modeli Fluence'ın üretimiyle birlikte ömrünü doldurdu. Yeni Fluence'un uluslararası lansmanı da ekim ayında Türkiye'de yapılacak.

SPOR
4x4'lük Cim Bom

Elano, Baros, Keita üçlüsünü kilitleyen başkent ekibi, son yarım
saatte oyuna giren Kewell ve Nonda karşısında çaresiz kaldı.
Sarı-Kırmızılılar, Fenerbahçe'den de liderlik emanetini geri aldı

1 Eylül 2009 Salı Mac1
Ligin ilk üç haftasının flaş ekibi Galatasaray, başkentte karşısında dişli bir rakip buldu. Zaman zaman zor anlar yaşadı, kalesinde ciddi tehlikeler gördü. Ama maçın ikinci yarısında yapılan değişiklikler, gitti denilen maçı, Sarı-Kırmızılılar'a geri getirdi. Ankaraspor'un direnci 74. dakikada kırıldı ve Kewell ile Nonda üç puanı Galatasaray'a getirdi: 0-2. Başkent ekibinin orta sahasını kalabalık tutması, Elano ve Arda'ya katı markaj uygulaması, konuk ekibin elini kolunu bağladı. Öyle ki, Hürriyet'in tek başına yaptığı markajdan kurtulmak için Elano ve Arda sık sık yer değiştirse de aradıkları ortamı bulamadı. Ankaragücü için içi yavaş yavaş boşaltılan, savunmasının bel kemiği Ediz'i hemşehrisine hibe eden Ankaraspor, tüm bunlara karşın son çeyreğe kadar ayakta durmayı başardı. Biraz dikkatli ve şanslı olabilselerdi, ilk yarı golü bulabilirlerdi.

SENECKY KALEDE DUVAR ÖRDÜ
Daha 5. dakikada gole yaklaşan taraf, başkent ekibiydi. Ömer'in ortasına İlhan müsait pozisyonda kötü vurunca, top üstten auta gitti. 26. dakikada Arda korner atışında ceza alanı içinde Mustafa Sarp'ı topla buluşturdu. Bu oyuncunun kafa vuruşunda Senecky topu çizgiden çıkarmayı başardı. 27. dakikada gole izin vermeyen, kalesinde devleşen yine Senecky oldu. Elano'nun köşeye giden aşırtma vuruşunu, Senecky kornere tokatlamayı başardı. 37. dakikada Ankaraspor defansının başarılı ismi Brabec, gole yaklaşan isimdi. Bilal'in ortasına yaptığı kafa vuruşu, Franco'dan döndü. Çek futbolcu tamamlamak istedi. Galatasaray'ın file bekçisi, yine gole izin vermedi.

NONDA-KEWELL FARKI
Galatasaray adına oyunda dengeleri değiştiren, ikinci yarı yapılan Baros-Nonda, Elano-Kewell değişiklikleri oldu. Özellikle Nonda, takımına pozisyon zenginliği getirirken, kendisini göndermek isteyen yönetime de en anlamlı cevabı verdi. Dakikalar 74'ü gösterdiğinde Arda'nın kornerden gelen topuna ön direkte kafayı vuran Kewell, takımını 1-0 öne geçirdi. 83. dakikada ise Aydın'ın ara pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Nonda, yerden sert ve düzgün bir vuruşla farkı ikiye çıkardı: 0-2.
KEHANET TUTTU
Transfer dönemi boyunca Galatasaray'dan gönderileceği konuşulan Nonda, Ankaraspor maçında da golünü atıp Cim Bom'un en skorer oyuncusu unvanını korudu. Kongolu yıldız, Kewell'la maçtan önce gol atacaklarını bildiklerini söyledi. Afrika aslanı, 'Maçtan önce Kewell'la konuşmuştuk. Birbirimize demiştik ki 'Girersen sen bir tane atarsın. Ben de bir tane atarım'. Bunun konuşup da gerçekleşmesi zaten 10 yılda bir olur. Ama önemli olan takımın galip gelmesi, takımın kazanması' dedi. Kulübeden gelmenin zorluğuna da dikkat çeken Nonda, 'İlk 11'de başlamadım. Yedek kulübesinden gelince maça ısınmamız zaman alıyor. Bu zamanı çabuk geçirmen gerekiyor. O yüzden ilk pozisyonlarda soğuk oluyorsun ve kaçırıyorsun. Ben de elimden geldiğince görevimi yapmaya çalışıyorum' diye konuştu. Bu arada Sabri de kötü oynadıklarını vurgulayıp, 'Bizim kalitemize yakışmayan bir performans sergiledik. Rehavet ve yorgunluk da olabilir. Ankaraspor'un da çok iyi oyunu vardı. İkinci yarıda daha iyi oynadık. Golü bulunca rahatladık. Son dakikaya kadar maçı bırakmadık. Takım olarak aile havasındayız. Giren çıkan hiç fark etmiyor' diye konuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
1 Eylül 2009 Salı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiyenin En Güncel Forumu :: GeneL :: HABERLER-
Buraya geçin: